Mart 29th, 2016 at 16:33 (Günlük)
Sanırsın ‘Hisseli Facialar Kumpanyası’…
Ortaoyunu, bugün artık unutulmuş bir sanat dalımız. Başkarakterleri Kavuklu ile Pişekâr olan oyun, açık alanlarda seyircilerin önünde oynanan geleneksel bir halk tiyatrosu dalıydı. Metinsiz, doğaçlamaya dayanan bir oyun olan ortaoyunu, müziklerle, danslarla renklendirilirdi.
Bu kısa girişten sonra, Sözcü gazetesi köşe yazarlarından Mehmet Türker’in bugünkü (29 Mar. 2016 Salı) yazısını [*] vereceğim; Türker, “Alın size belge ve bulgu!.” demiş:
Read the rest of this entry »
{lang: 'tr'}
Comments
Temmuz 11th, 2013 at 14:37 (Ayrıksı, Düşünceler)
Öylemesine Yuvarlanıp Giden İşlerimiz Varken…
Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal marşının yasayla belirlenmiş özel adı İstiklal Marşı. İstiklal Marşımız, Anayasamız’ın 3’üncü maddesinde yer alıyor. Bu madde, Anayasamız’ın değiştirilemeyecek maddelerinden… Merak bu ya, İstiklal Marşı’nın hangi hâllerde söyleneceği ya da çalınacağına ve nasıl dinleneceğine; nasıl sesletileceğine, yani çalınıp söyleneceğine ilişkin kuralları belirleyen bir düzenleme var mı, bir araştırayım, dedim: bulamadım. Böyle bir düzenlemenin olmadığını kesine yakın biliyordum ben aslında. Ama işte benim kafa ‘böyle bir şeyin var olması gerektiği’ düşüncesinde ya, bir kere daha arattı bana. Sonuç: yok! Aksine bilgisi olan varsa, böyle bir düzenleme olduğunu bilen yani, bildirmesini dilerim.
Read the rest of this entry »
{lang: 'tr'}
1 Comments